11 Mayıs 2013 Cumartesi

KANATSIZ MELEK: DİDİER DROGBA


                                         
                                       

Kimine göre on bir adamın bir top için kendisini heba etmesi kimine göreyse tutkulu bir aşktır futbol. Kimi der bana ne kazancı var kimi onunla yatıp kalkar adeta. Her anını yakın takibe alır ve bu aşk 90 dakikaya sığmaz olur. İşte o zaman taraftar bütün hayatına tanık olur futbolcunun. Neler yaptığını kariyerindeki başarılar geleceğe dair ümitler…
Bir futbolcudan bekleneni basit kavramlarla anlatacak olursak elbette iyi oynaması gol atması ve takım adına faydalı işlere imza atmasıdır. Önemli olan tek şey hayal kırıklığı yaratmaması. Peki çok iyi olmak yeter mi acaba iyi futbolcu kriterlerine uymak adına? Milyonlar kazanıp cebe indirmek her yaz sahillerde yakınlarıyla poz vermek fiyakalı markalarla anılmak iyi futbolcu olduğunun bir göstergesi değildir. Bir takımla bir ülkeyle ancak işi bitene kadar samimi olup sonrasında eyvallah etmemek o futbolcuyu maalesef bir numara yapmaz.
Aranan isim Didier Drogba gibi olmalı mesela. Adından söz ettirmek söz konusu olunca herkes bilir onun futbolcu kimliğini. Centilmenliğin bir insanlık gereği olduğunu gösterdi bize Ordu spor maçında hastaneye kaldırılan Barral’ı ziyaret etmesiyle. Türkiye’ye örnek oldu maçın 90 dakika olduğunu ve sonrasında hayatın aslında devam ediyor olduğunu. Transferinden hemen sonra bırakın futbol arkadaşlarını taraftarla bile öyle bir bağ kurdu ki sanki uzun yıllar bu camiadaymışçasına…Adından hep övgüyle bahsettirdi. Yıllar sonra Jose Mourinho Drogba ‘ya mektubunda onunla tanıştığı için duyduğu mutluluğu ifade ederken”  Yıllar sonra, yan yana, ayni amaç için mi savaşacağız? Uzaklarda mi olacağız? Başka kulüplerde mi? Başka ülkelerde mi? Hatta belki de yıllar sonra Didier futbolu bıraktıktan sona, bense tekerlekli sandalyemde teknik direktörlük yaparken mi?
Hiçbirinin önemi yok. Didier, her zaman kalbimin en yakınında olacak.” sözlerini kullanmıştı.
Kazandıklarıyla sık sık ülkesindeki ve tüm Afrikadaki hayır kuruluşlarına bağışta bulunması aslında her şeyin özeti demek bile yeterli değil çünkü bununla sınırlı değil onun yaptıkları. Ülkesine yaptığı bu yardımları Fil Dişi Sahilli devlet başkanınkinden bile fazladır. The Didier Drogba Foundation adındaki yardım kurumun yaratıcısı aynı zamanda kaleme alınan otobiyografi kitabının tüm gelirlerini  bu kuruma bağışlamıştır.2009 yılında yaptığı bir reklam anlaşmasında 3 milyon Euroluk bedelin tümünü de doğduğu kent olan Abidjan’da bir hastahane yaptırmıştır. Bununla da yetinmeyip iç savaşlar sırasında kimsesiz bir çocuğu evlatlık edinmiştir.
Bu yaptıklarıyla 2007 yılında Birleşmiş Milletler Gelişim Programını etkileyen Drogba’ya ‘İyi niyet elçisi’ unvanı verilmiştir.
Futbolcu olmak sadece başarısıyla övünmek olmadığını gösterdi o bizlere, geleceğe örnek olmayı başardı o.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder